30 Eylül 2014 Salı

PRATİK SEBZELİ BiFTEK

Herkese Selam 
Nasılsınız? Okul işleri düzene girdi mi? Bayram temizlikleri ne durumda? Benim biraz olsun işlerim rayına girdi. Okul, dershane düzene girdi sayılır, temizlik beni benden aldı ama sona ermek üzere....bu arada, evde çalışan kadınlar işiniz çokk zor hem de ücretsiz...... Çalışan kadınların işi daha da zor fakat programlı olmak zorunda oldukları için iş,ev ve çocuklar daha düzenli....

ACİL FİKİR ÇAĞRISI  yazımda paylaştığım konu ile ilgili olarak psikiyatri doktorumuzla görüştüm.Kızımın ilacı kullanmasını istemediğimi, onu ikna etmek için yardımcı olmasını istedim. İkiletmeden tamam kullanmasın o zaman; onun yerine omega 3  kullansın dedi :) böylelikle beni günlerdir sıkıntıya sokan durumu ortadan kaldırmış oldum.
Demek ki neymiş; anne-babanın çok bilinçli olması, bıkmadan usanmadan sorgulaması gerekiyormuş....

Bende durumlar böyle işte.....

Bugün sizlere; benim her başım sıkıştığında yaptığım sebzeli biftek tarifini vereceğim.

SEBZELİ ET YEMEĞİ
Malzemeler
*6 adet biftek (Ben dövdürmüyorum. Kalın kalın daha çok hoşumuza gidiyor. Suyu içinde kalıyor.Yapacağınız kişi sayısına göre biftek sayısını arttırabilir ya da azaltabilirsiniz.)
*2 adet orta boy havuç
*2 adet orta boy patates
*İstediğiniz kadar bezelye
*5-6 adet arpacık soğan
*1 yemek kaşığı salça
*4 su bardağı su
*3 yemek kaşığı zeytinyağ
*Yeteri kadar tuz

SEBZELİ ET YEMEĞİ

YAPILIŞI
Biftekleri tavamıza koyup arkalı önlü hafifçe kızartıyoruz.
Bu arada havuçları,patatesleri yıkayıp soyarak küp küp doğruyoruz. Geç haşlandığından dolayı; ilk önce havuçlarımızı 4 su bardağı su ile haşlamaya başlayalım.5 dk.kadar haşlandıktan sonra küp küp doğradığımız patateslerimizi ve bezelyelerimizi ekleyelim 5.dk.kadar hepsini birlikte haşlayalım.

SEBZELİ ET YEMEĞİ

Daha sonra tenceremize 3 yemek kaşığı zeytinyağımızı koyup, 1 yemek kaşığı salçamızı ve arpacık soğanlarımızı  ekleyip soteliyoruz. Ardından bifteklerimizi, haşlanmış sebzelerimizi ekleyip, şöyle bir karıştıralım. Haşlama suyunu ve tuzumuzu tenceremize ekleyelim.15 dakika kadar kısık ateşte pişirelim.
Afiyet olsun.
  

SEBZELİ ET YEMEĞİYEMEK TARİFİ
                                                                                                                          Sevgilerimle



22 Eylül 2014 Pazartesi

DENİZ TAŞLARINDAN NİHALE


 Hepinize güzel bir pazartesi gününden merhaba...
Bu hafta pazartesi sendromu falan yok...Çünkü ben izinliyim.Bu nedenle de çok mutluyum :) 
Tabii hafta sonu boş durmadım uzun zamandır aklımda olan deniz taşlarından nihaleyi yaptım...
Malzemeleri sadece keçe, taş, yapıştırıcı ve vernikten ibaret...Hemen de bitiverdi...

NİHALE DIY

İlk önce 20 cm çapında bir kaseyi alıyoruz.Keçenin üzerine koyup kalemle çizip kesiyoruz. Daha sonra hemen hemen aynı boyda olan yatay deniz taşlarını  Pattex'in metal-cam-plastik  yapıştırıcısı ile keçenin üzerine dıştan başlayarak yapıştırıyoruz. Bu arada yapıştırıcı gayet güzel... Keçemizin üzerini  tamamen taşla kapladığımızda üzerine ağırlık koyarak 12 saat kurumasını bekliyoruz. Daha sonra üzerini sprey parlak vernikle 2 kat vernikliyoruz. İşte bu kadar....

Yalnızzz taşları verniklerseniz eğer; üzerine sıcak birşey koymamaya özen gösterin. Yoksa vernik eriyip yapışıyor....:) Tecrübeyle sabittir. :)
Ama verniklemezseniz de , iyice kuruyan taşların renkleri belli olmuyor.....:(
O kadar zevkli bir çalışma oldu ki evdeki herşeye taş yapıştırasım var...  


HANDMADE

 Nasıl güzel olmuş mu?


                                                                                                                                 Sevgilerimle

16 Eylül 2014 Salı

ACIL FİKİR ÇAĞRISI




Herkese merhaba
Bir haftadır koşturmaktan post yapmaya bir türlü fırsat bulamadım. Üzgünüm. Şimdiii size anlatacaklarım var.....

Benim bu sene üniversite sınavına girecek bir kızım var .Yani kısaca bana ve ona Allah kolaylık versin diyeceğim.Yaklaşık 2 yıldır bana arkadaşlarının dikkat dağınıklığı için bir ilaç kullandığını acayip güzel olduğunu ,hiç yorulmadıkları, dersi okul bitinceye kadar dikkatlice dinlediklerini , ama kendisinin  kullanmadığı için yoğunlaşamadığını, dikkatinin dağıldığını falan anlatıyor.2 sene boyunca bu duruma karşı çıktım ama bu sene artık üniversite sınavı falan diyince yelkenlerim suya indi aldım kızımı   psikiyatri kliniğine götürdüm. İlk önce psikolog görüşmesi yapıldı. İlk izlenim olumlu......Psikoloğunu çok sevdi. Onunla konuşmak kızımı rahatlattı. İkinci görüşmede benim talebim üzerine (Çünkü etrafımdaki birkaç aile bu testi yaptırdığını ve çocuklarında şimdiye kadar fark edemedikleri dikkat eksikliğinin çıktığını söylemişti.) dikkat testi yapıldı.Çıkan sonuç  "gözden kaçırabilecek kadar az" dikkat eksikliği....neyse testi yorumlamak üzere, psikiyatrist randevusu aldım bu görüşmeden  çıkan sonuç, sınav geçene kadar 18 mglık con.....adlı ilacı günde 1 kez sabahları içmesini, bu ilacı aldığı zamanlarda kahve, çay,kola içmemesini,  fakat ilk önce kalp doktoruna gözükmesi gerektiği belirtti.Tabii hocam tabii tabii... ilaç kullanacağız yaaaaa bi kalp doktoruna gözükelim haklısınız diye diye, teşekkür ederek odadan ayrıldım.(Bu dünyada "doktor odası büyüsü" diye birşey var herhalde ve ben bu durumla sık sık karşılaşırım. O odada her şey mantıklı gelir, dışarı çıkınca aklım başıma gelir, nasıl kaçacağımı bilemem....)  meğer Melis arada sırada çarpıntısının olduğunu ve bu yüzden bizim bir geceyi hastanede geçirdiğimizi anlatmış. Kalp bu şakaya gelir mi?

Biz aldık kırmızı reçeteyi döndük eve........tabii ilaç yazıldığı  için benim kız memnun .....dikkatinin ve testlerde ki net sayısının artacağını, artık üniversite sınavına hazır olduğunu falan söylemeye başladı . Bu mesut iki günümüz, taaaaa ki internette ben bu ilacı araştırmaya başlayana kadar sürdü. Aman allahım.....neymiş bu ilaç böyle....uykusuzluk, iştah azalması sinirlilik, çarpıntı , 36 saat bitmeyen enerji ,sonrasında dalamadan bir uyku, halüsinasyonlar ve en kötüsü bağımlılık.......forum sitelerine göz gezdireyim dedim....Dehşete kapıldım.....ergenler bu tarz ilaçları birbirlerine tavsiye ediyor....iç iç hiç yorulmazsın , uykun gelmez, sürekli ders çalışabiliyorsun....hatta olayı abatmışlar bu ilaç 2 renkmiş... diyor ki biri birine sarı kısmını dişle at kahverengi kısmını derste yut hayal alemine dal diyooooo... kendisi derste sıkıldığı zaman böyle yapıyormuş çok güzelmiş... gerçek gibi hayaller görüyormuş ....Bak sen Allahım aklıma mukayyet ol diye diye okudum bütün haberleri, yorumları....

Bir tane köşe yazarı tehlikeleri ile ilgili 2011 yılında bir yazı yazmış o kadar....Hatta yurtdışında bu tarz ilaçların birkaç kutusu yetişkin bir insanın cebinde çıkarsa yıllarca hapis yatabiliyormuş.

Neyse eve geldim, aldım kızımı karşıma bir bir anlattım ona öğrendiklerimi...ona bu ilacı kullanmasını istemediğimi, onun yerine bitkisel birşeyler araştıracağımı, omega 3, pekmez   cevizinde hafızayı güçlendirebileceğini anlattım.
 Beklemediğim şekilde olumlu karşıladı tamam o zaman alma içmeyeceğim dedi ....taaaa ki dershanedeki çok bilmiş bir hocasıyla konuşana kadar.....Melis'e ilacı içip içmediğini sormuş o da benim anlattıklarımı anlatmış olur mu öyle şey bak benim kızım içiyor hiçbir yan etkisi yok demiş Annenin düşündüğü ilaçların daha da çok yan etkisi var demiş bir de üstüne istersen ben anneni arar ikna ederim demiş ..... :))))))
Haydaa döndük başa.... Öğretmeni söyledi yaaa ....benim ki başladı tekrar -al içicem demeye..Hala birbirimizi ikna konuşmalarımız devam ediyor.

İmdatttttttt

Bizim evin halleri işte böyle..... 

Soruyorum size doğru değil mi düşüncelerim?
-Her heyecan yaşadığında,enerjiye, konsantrasyona ihtiyaç duyduğunda bu tarz ilaçları mı içmeli?
(O zaman çocuklarımız mahvoldu....Üniversiteye girdi...Her vize döneminde devam, bütünlemeye kal iç, iş mülakatında iç, heyecanın yatışsın, evlendiğinde iç... sonu var mı bu listenin.....  
-Beraberinde gelen bağımlılığın hesabını kim verecek?
-Ben bir anne olarak içirmemek için çırpınırken, çocuklarına bu tarz ilaçları içiren annelerinde ne düşündüğünü inanın çok merak ediyorum.Düşünceleriniz benim için çok önemli...


                                                                                   Sevgilerimle













2 Eylül 2014 Salı

ŞAKŞUKA'NIN KONSERVE YAPILMIŞ HALİ


Herkese selam
Yakında bu blog, köyden gelenler yüzünden  yemek blogu haline dönüşebilirrrrr :)))))

Bu aralar, bizim köyden gelenleri yerleştirmeye çalışıyorum. İnsanın bir köyünün  olması ne kadar güzel bir şeymiş aslında....Daha önce ki yazılarımda da bahsetmiştim. Benim köyüm yok. Köyü evlendikten sonra gördüm. Köyün nimetlerinden faydalanmayı da çok sevdimm.

Geçen sene şakşukayı konserve yapmıştım.Yılbaşında açmıştım. Çok beğenilmişti. Bugün sizlerle bu tarifi paylaşmak istiyorum. Şimdi gelelim yapılışına.... 


ŞAKŞUKA YAPIMI

MALZEMELER
*5 tane küçük boy patlıcan
*5 tane küçük boy kabak
*5-6 iri diş sarımsak
*10-15 domates (Rondodan geçirilmiş püresi)
*tuz
*Zeytinyağı
*Kızartmak için sıvı yağ (Ben kızartmaları ayçiçek yağı ile yapıyorum ama keşke zeytinyağı ile yapabilsem.....)

ŞAKŞUKA YAPILIŞI
 İlk önce patlıcanlarımızı alacalı soyup, dörde bölüp, küçük olmayacak şekilde doğruyoruz. Hazırlamış olduğumuz tuzlu soğuk suyun içine atıyoruz. 
Ardından kabaklarımızı da aynı şekilde doğruyoruz. İlk önce kabaklarımızı, ardından patlıcanlarımızı hafifçe kızartıp havlu kağıt serilmiş tabaklarımıza çıkartıyoruz.
ŞAKŞUKA YAPILIŞI
 Domateslerimizi yıkayıp, her yaratılan da vardır bir hikmet diyerek kabuklarını soymadan  dörde bölerek rondoda püre haline getiriyoruz. Tencereye aktarıyoruz. İçine zeytinyağını şöyle bir gezdirip, 2 silme tatlı kaşığı tuzumuzu atıp, tenceremizi,domateslerin suyunu çektirmek için,  ocağımıza koyuyoruz.
Domateslerin piştiğini kıvamından anlarsınız. Daha yoğun kıvamlı olur. Tencerede ki domateslerin izi 2-3 parmak kadar aşağıya iner.

ŞAKŞUKA
 Ardından sarımsaklarımızı soyup,dörde bölüp tencereye ekliyoruz. Kızartmış olduğumuz patlıcanları, kabakları tenceremize ekliyoruz. Birkaç kez karıştırıp, ocağın altını kapatalım. Sonra sıcak sıcak kavanozlarımıza koyup, kapaklarını sıkıca kapatalım. Dokunulmaması gereken bir yerde  temiz bir bezin üstüne ters çevirip koyalım.24 saat orada dursun. Sonra güneş almayan bir dolabın içine yerleştirelim.
ŞAKŞUKA NASIL YAPILIR
Afiyet olsun......
Sevgilerimle

27 Ağustos 2014 Çarşamba

PRATİK MÜRDÜM ERİĞİ MARMELATI

MARMELAT
 Herkese selam
Mürdüm eriğinin tam zamanı...Bu hafta sonu kayınvalidemin köyden getirdiği mürdüm erikleri ile marmelat yapmaya kalkıştım ve evdekilerden tam not aldım..Gelelim kolay marmelat yapımına

*Yaklaşık 2 kg mürdüm eriği
*1 çay bardağı su
*1,5 su bardağı şeker. Şekersiz yaparsanız marmeladınız çabuk bozulur. 
*1 tane limonun suyu
*1 tatlı kaşığı tereyağ
(Bir yerlerde okumuştum parlak olmasını sağlıyormuş.Test ettim Onayladım.)

YAPILIŞI

Yıkadığımız mürdüm eriklerinin çekirdeklerini çıkaralım. Tenceremize koyalım. 1 çay bardağı suyu tencereye ekleyip kısık ateşte yumuşayana kadar pişirelim. Eriklerimiz yumuşadıktan sonra el blendırı ile iyice karıştıralım.1,5 su bardağı şekerimizi tencereye ekleyelim. 5 dakika daha kaynatalım.1 tatlı kaşığı tereyağımızı ve 1 limonun suyunu ekleyelim karıştıralım.Ocağımızın altını kapatalım.Sıcakken kavanozlarımıza koyup soğumalarını bekleyelim.Sonra kavanoz kapaklarımızı kapatalım.
Marmeladımız yemeye hazır......
                                                                                                            Afiyet olsun



MARMELAT

                                                                                                                                  Sevgilerimle

25 Ağustos 2014 Pazartesi

AKYAKA GEZİ NOTLARI


YAVAŞLAYIN
Ahhh bu sözcük ne kadar güzel...Büyük şehirlerin karmaşasında, koşturmasında ne kadar ihtiyacımız var yavaşlamaya... ama olmuyor :(

Birkaç yıl önce Konya'dan bir arkadaşım bana gelmişti. Kısa zamanda birçok yer gezdirmeye çalışmıştım. Bütün gün oradan oraya yürü, mesai saati var, kapanmadan yetişelim, koş hadi, hey taksiiiii, burada eylem var, arkadan dolaşalım, inelim arabadan, yürüyerek daha çabuk ulaşırız...  replikleri ile geçmişti Ankara turumuz...

Eve geldiğimizde bana dönüp
Ben şimdi anlıyorum sizlerin neden zayıf olduğunuzu...Araba bir işe yaramıyor ki siz sürekli yürüyorsunuz  demişti...
Yani kısaca yavaşlayamıyoruz....Şehir buna müsaade etmiyor.

Gelelim Akyaka'ya...Birkaç yıl önce 2-3 günlüğüne gelip, 10 gün kaldığımız, çok sevdiğimiz tatil beldesi...Bu sene de görmeden gitmek istemedik. 1 günde olsa keyfini çıkartmaya çalıştık.
AZMAKBAŞI
AZMAK NEHRİ KAYNAKLARI 
Azmak buz gibi, Akyaka'nın içinden geçmesine rağmen kirletilmemiş, pırıl pırıl nehir...Azmağı, isterseniz tekne turu ile gezebilirsiniz, isterseniz nehrin kenarında arabanızı park edip, suyun serinliğinden faydalanabilirsiniz.
GÜZEL YOLLAR

Marmaris'in eski yolu...Çok severdim.Artık kullanılmıyor.

AKYAKA CUMBALI EV
    Akyaka'nın evleri cumbalı...Tarihsel doku bozulmadan inşa edilmiş. Tabii Akyaka'nın her yerinde, Nail Çakırhan ile Halet Çambel'in etkisi çok büyük...Nail Çakırhan'a 1983 yılında Dünyanın en saygın ödüllerinden sayılan, Ağahan Mimarlık ödülünü kazandıran evi de Akyaka'da.....


CUMBALI EV

Denize girmek için, içinde soğuk su kaynağı olan, ormanın içinde, suyu serin, doğası güzel  Çınar plajına gittik.

GÜZEL DENİZ

Mustafa ile denizdeyiz.  Bayağı da açıktayız....  Hem yüzüyorum hem de kendi kendime bu dubaları niye böyle yakına bağlamışlar diye düşünüp dururken;

- Sertaç senin geçenlerde okuduğun ve çok güldüğün  bir yazı vardı hani..(Coğrafya bilgisi bana on basar, Okurum ama;  çiçek, böcek, deniz görünce, orası mı?  burası  mı? diye hiçç düşünmem..)
- Hangisi...
- Hani şu  Çınar OSKAY'ın KİMSE KUSURA BAKMASIN ! KENDİMİZİ BİR BALIĞA YEDİRMEYİZ  yazısında anlattığı o Boncuk Koyu var ya....
- Hııııı (Bu cümlenin sonunu ben biliyorum mu neeeeee)
- (Eliyle bir köpek balığı için 3-5 kıvrılmada gelebileceği, yakın alanı gösteriyor) şuralarda bir yerde demez mi....
Eeee tabii bende renk attı,dudaklarım birden  morardı...
-Kıyıya jet hızıyla kulaç atarak gelmeye çalışırken
Arkamdan bağırıyordu
-Noldu korktun mu? Uysalmış bunlar uysallllllll
Jaws filmleri ile büyüyen ben, aslında  hiç korkmam 2 metrelik köpekbalıklarından......

İşte böyleee
Akyaka gezi notlarımda böylece bitti. Boncuk koyu yakında da olsa, biz Akyaka'yı çok severiz. Kirlenmemişliği, doğa ile içiçe hayatı, güzel denizi, serin Azmak nehri ile tam yaşanacak yerdir. 
Eğer;  Gökova körfezine yolunuz düşerse, bi uğrayın  bakalım beğenecek misiniz?
                                                                              Sevgilerimle



BU BİR MÜBADELE HİKAYESİNİN ANLATILDIĞI RADYO HİKAYESİ

KOZANA HATIRALARI......

Selam Mübadil insanların fotoğraflarıyla birlikte bir mübadele hikayesi anlatımı burada....Bakalım kimlerle ortak hikayelerimiz var?...