Yanya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yanya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Nisan 2019 Pazar

YANYA KÖY, MAHALLE, ÇİFTLİK ADLARI ve AH VRE YANYA.....





Yanya fotoğrafları, Lozan Mübadilleri Vakfı sayfasında 2015 yılı Yanya gezisi izlenimlerini paylaşan Sayın Aydın Ataberk'e aittir.





"Uygur bey ;Yanya'nın zengin ve tanınmış ailelerinden birinin oğluydu. Uzun boylu, güçlü kuvvetli, yakışıklıydı. Gür saçları,kara kaşları,kara gözleri uçları hafif yukarı kalkık bıyıkları ile girdiği her ortamda hemen fark edilirdi. Üzerindeki yağmurluk ince kaliteli, koku yapmayan deridendi. Ceketi, pantolonu en güzel İngiliz kumaşından Yanya'nın en iyi terzisi Sarkis efendinin elinden çıkmaydı.
Yanya çarşısında gümüş işlemeciliği yapan büyükçe bir dükkanı vardı Uygur beyin....yanında 3 usta çalıştırıyor, üç katlı büyükçe bir konağı rahatça geçindirebilecek kadar para kazanıyordu. Ancak içinde hiç dinmeyen bir sızı vardı geçmişi ile ilgili....bin bir hevesle Harp Okuluna  girmiş, başarılı bir subay olarak çıkmıştı.1897 Osmanlı-Yunan harbine katılmıştı teğmen olarak..
"Süvari teğmeniydi" Kılıcını bir mücevher gibi taşırdı belinde....
Ne yazık ki kaderin başka sürprizleri vardı genç Uygur için....askerleri ile talimden döndüğü buz gibi bir kışın sabahında annesinden aldığı bir telgrafla bütün hayatı alt üst olmuştu. Babasının ölümünden sonra Ata bildiği biricik abisi, yengesi ve üç yeğeni bir Rum çetesinin pususuna düşmüş ve katledilmişlerdi. Anası "dön gel oğul" diyordu."Başımızda ol"
Haklıydı anası...evde anası,ablası ve küçük kız kardeşi yalnız kalmışlardı. Başlarında onlara sahip çıkacak biri lazımdı. Çok sevdiği askerlik mesleğinden ayrılmak zorunda kalmak yüreğini paramparça etse de razı olmuştu kaderine........

Şimdilik razı olmuştu kaderine,  o zaman bilmiyordu ki; bir süre sonra yaşadığı şehri ve halkını korumak için askerlerin başına geçeceğini.....




"09.Kasım 1912'de Selanik şehrini teslim alan Veliaht prens Konstantin, 19 Ocak 1913'de iki güçlü tümenle Yanya bölgesine geldi. İki ayrı tümeni daha bölgeye getirtti.Prens Konstantin Alman akademisinde birlikte okuduğu arkadaşı Esat Paşa'ya gücünü göstermek istiyordu. Aralıksız bir gün süren çok yoğun bir topçu ateşi başlattı. Topçu ateşi o kadar yoğundu ki; Osmanlı topçu subay ve erlerinin bir çoğu öğlen olmadan ya yaralanmıştı ya da şehit düşmüştü.
Osmanlı birlikleri çok zayiat vermişlerdi. Mermileri tükenme noktasına gelmişti. Mevzilerin önünde ve içinde amansız bir mücadele yaşanmıştı. Esat paşa,  gece karanlığından yararlanarak kaleye doğru çekilmelerini emretmişti birliklerine......bundan sonra savunmaya müstahdem mevkii de devam edeceklerdi.
Bu sırada Grebena'ya bir alay kadar düşmanın saldırdığını öğrendiler. Grebena'da bırakılan 100'e yakın gönüllünün böylesine güçlü bir düşmana karşı savunması mümkün değildi. Yanya bölgesinde savaşın yeniden şiddetlenmesi ve birliklerin kale civarına çekilmesi üzerine Esat paşa, Uygur bey'e "Yanya'ya dön" emrini verdi.
Bu  iki haber ortalığa yayılınca köylüler arasında korku ve  telaş başladı. Çekilirlerse onları kim koruyacaktı? Canlarını kurtarmak için onlarda kendilerini Yanya'ya atmak zorundaydı.
Çınarlı köylüleri bir karar vermek üzere toplandılar. İki saat kadar tartıştılar ve sabaha karşı yola çıkmaya karar verdiler. Köyde bir koşuşturma bir telaş yaşanıyordu ki tarifi mümkün değil...... mezarlıkta yatan büyükleri ve sevdikleriyle vedalaşanlar, atını arabasını hazırlamaya çalışanlar, çeteler almasın diye toprağa gömdükleri altınlarını bulmaya çalışanlar, acele ile çocuklarının karnını doyurmaya çalışanlar......aynı telaş komşu köylerde de vardı. Müslüman köylerde göç hazırlığı başlamıştı. 
Sabah olur olmaz kağnılar, atlar, arabalar yollara dizildi. Birer tas çorba içip, ağıtlar ve gözyaşlarıyla yola çıktılar. Çocuklar, yaşlılar ve hastalar hariç herkes yürüyordu. İki saat sonra Meçova yol kavşağına geldiler. Yunan askeri yolu kesmişti. Önce bir korku sardı yüreklerini..... ne yapacaklarını bilemediler. Askerler köylüleri durdurdu, bir şeyler söylediler ve elleri ile dağ yolunu gösterdiler. Köylüler bilirdi o yolu.......yokuşları dik, kar bol olurdu. İtiraz ettiler. Kar dediler, yokuş dediler, arabalar yüklü dediler, çoluk-çocuk, yaşlı-hasta dediler olmadı, dinletemediler.....düşman askerlerinin umurunda değildi hiçbiri.....köylüler biraz daha ısrar edince silahlarıyla havaya ateş açtılar, sonra silahları köylülere çevirdiler. Köylüler bir dağlara, bir de tüfeklere baktılar...atlarının öküzlerinin yönünü dağlara doğru çevirdiler.
Köylülerin yola düştükleri düşman askerleri tarafından dağ yoluna sürüldükleri haberi Uygur bey'e, bir gün sonra ancak ulaştı. Uygur bey endişe ile gökyüzünün simsiyah bulutlarına ve dağlara baktı. Kar yüksek yerlerde daha şiddetli yağar, rüzgar daha sert eserdi. Köylüleri kim bilir neler bekliyordu o karlı dağlarda........"


Yukarıdaki anlatım Sayın Nevzat Kutlu'nun 138 gün süren Yanya direnişini anlattığı "Ah Vre Yanya" adlı kitabından.....




Tasfiye talepnamelerinde belirtilen Yanya'da ki meslek grupları şöyle;
Doktor,polis,yüzbaşı,reji memuru,kol ağası,arabacı,katip,müezzin,müderris,zeytinci,hakim muavini, eczacı,baklavacı,yün boyacısı

Yerleştirildikleri yerler ise;
Kütahya,Kars,Trabzon,Samsun
İstanbul,Pendik,Üsküdar,Beyoğlu,Aksaray,Vefa
İzmir,Karşıyaka
Manisa, Karamanlı,Tevfikiye
Bursa,Gemlik
Ankara,Hacı Bayram İmaret mahallesi
Zonguldak
Balıkesir,Ayvalık





Tasfiye talepnamelerine göre Mübadillerin Yanya'da yaşadıklarını yerlerin adları ise aşağıdaki listede belirtilmiştir.

                                                                                Sevgilerimle



YANYA KÖY ADLARI
MAHALLELERİ
Kalbaki
Espatar
Zevaidiye
Arslanpaşa
Koska
Razoşov
Kanlıçeşme
Behrampaşa
Çerkovişte
Gazdibek
Dede Oruç
Loca Yusuf ağa
Fethiye
Çukurköy
Şemsettin
Namazgâh
Asbat
Dirsela
Loça
Kaleiçi
Banyar
Emirlen
Yusuf ağa
Emirler
Dırağaz
Boroş
Sultan Süleyman
Aydonat
Meraz
Karapınar
Celal paşa
Petre
ÇİFTLİKLER
Osman çavuş
Loca Osman çavuş
Çodila Çiftliği
İbrahim paşa
Mehmet ağa
Militonoş Çiftliği
Celal Ali paşa
Menzil


Ali paşa
Celali paşa


Sultan Beyazıt
Çarşı


Kale
Dede Ruhi mah.


Bucu Yusuf mah.
Kaleiçi Halil paşa mah.


Turabiye mah.
Saray


Kanlarço mah.

16 Şubat 2018 Cuma

MÜBADELE ÖNCESİ VE SONRASI ESKİ-YENİ KÖY İSİMLERİ




Selam

E-Devlette alt ve üst soy bilgileri açıklanmaya başladıktan sonra Atalarının doğduğu köylerin isimlerine ulaşanlar, şimdiki Yunanca isimlerini bilemedikleri için benden yardım istemeye başladılar.
Bu durumla ilgili olarak benimde kaynak ve  başucu kitabım olan İstanbul Lozan Mübadilleri Vakfı Genel Sekreteri Sevgili Sefer Güvenç'in derlediği Mübadele öncesi ve sonrası Eski ve Yeni adları ile "Kuzey Yunanistan Yer Adları Atlası"nın kapağını burada paylaşmak istedim.

Atlasda 19 il için ayrı ayrı il haritaları yapılmış, yerleşim yerlerinin eski ve yeni adları haritalarda birlikte gösterilmiştir. Her il haritasının arkasında eski ve yeni adların fihristleri vardır. Atlasta yer alan vilayetler Preveze, Thesprotia, Yanya, Grebene, Kozana, Kesriye, Florina, Alasonya, Pieria, İmathia, Pella, Kılkış, Halkidikya, Selanik, Serez, Kavala, Drama, İskeçe, Rodop ve Meriç illerine ait 3739 yerleşim yerinin eski ve yeni adları yer almaktadır.

Çok değerli bir kaynak kitap olduğunu belirtmek isterim. Atlası İstanbul Lozan Mübadilleri Vakfından temin edebilirsiniz. Ayrıca  0 212 245 61 55 nolu telefon numarası ile irtibata geçerek kargo ile isteyebilirsiniz.

GÜNCELLEME



4 yıllık emeğimin sonucu olan kitabımı 2018 yılında yayınladım. Vefa örneği olmasını istediğim için ; doğduğu toprakları bir daha göremeyen buğulu,elâ gözlü tüm mübadillere ithâf ettim. 
Umarım birçok mübadile faydası olur. Kitapta Kozana'ya bağlı 61 köyde yaşayan 5140 Türk-Müslüman-Erkek nüfusa ait bilgiler bulunmaktadır. Kitabı almak isterseniz eğer sertaccihan@hotmail.com adresinden veya 05386748294 nolu whatsapp hattından bana  ulaşmanız  yeterlidir. 

Memleketten-Vatana Sessizlerin Hikâyesi
1915 Yunanistan Kozana seçmen kayıtlarında Türk ve müslüman nüfusa ait bilgiler ve mübadele
adlı kitabımın arka kapak yazısıdır.

"Kimlik arayışına girdiğimde karşıma çıkan mübadele ve mübadillik idi. Konuyu araştırmaya başladıkça "mübadele bağlamında" tarihin sunulma ve anlaşılma biçimindeki yanlışlığı görmeye başladım. Çoğu mübadil torunu atalarının isimlerini bilmedikleri gibi, nereden geldiklerini, niçin geldiklerini de bilmiyorlar. Bu durum çocuklarımıza kültür aktarımı yapamadığımızın çok net bir kanıtı olarak karşımızda duruyor.
Bir toplumun mensubu olmak, o toplumun oluşma sürecinde ortaya çıkan kültürünü taşımak yükümlülüğünü de beraberinde getirir. Bireyler arasındaki zincir koptukça kültürsüz toplumlar ve kültürsüzleşme ortaya çıkmaktadır.
Bu kitapta kaybedilen Balkan savaşlarından sonra Yunanistan devleti sınırları içinde kaldığı için Yunan vatandaşı sayılan ve bu nedenle 1915 yılında yapılan Yunanistan genel seçimlerinde oy kullanan, Selanik Kozana eyaletine bağlı 61 köyde yaşayan 16 yaş üstü toplam 5140 Türk-erkek-müslüman nüfusa ait bilgiler ve lâkapları bulunmaktadır. Birçok Türk ailenin soyadlarının kaynağı bu lâkaplardır.
24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Barış Antlaşması kapsamında 30 Ocak 1923 tarihinde imzalanan "Yunan ve Türk Halklarının Mübadelesine ilişkin sözleşme ve protokol" gereği Rumeli'den Anadolu'ya gelen Türkiye'nin Yunanistan doğumlu yeni vatandaşları ülkelerinin ekonomik,siyasi ve kültürel biçimlendirilmesinde kilit taşı oldular"
Sevgilerimle 
               

BU BİR MÜBADELE HİKAYESİNİN ANLATILDIĞI RADYO HİKAYESİ

KOZANA HATIRALARI......

Selam Mübadil insanların fotoğraflarıyla birlikte bir mübadele hikayesi anlatımı burada....Bakalım kimlerle ortak hikayelerimiz var?...