TARİH etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
TARİH etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Nisan 2023 Cuma

EDESSA/ VODİNA' YA BAĞLI KÖYLER- MAHALLELER- ÇİFTLİKLER

 


Vodina sular şehri Vodina
Her yer gürül gürül ırmaklarla kaplı, şelaleleri ayrı güzel Vodina.....
Mübadele ile 7832 Türk  aile Vodina'dan Türkiye'ye gelmiş.


Aşağıdaki bilgiler Nedim İpek'in Mübadele ve Samsun adlı kitabından


Mart-Nisan 1914 tarihleri arasında Yunan çeteleri Lankaza'da çetelere saldırırken Yunan resmi makamları da bazı camileri kiliseye dönüştürdü. Karacaova müslümanları ise Yunan müfrezeleri, tütün kolcuları ve orman bekçilerinin tazyiki altındaydı. Bu tazyik altında köylüler camiye gidemez, ölülerini köy mezarlığına defnedemez, tarlalarını süremez,sürülerini otlatamaz ve evden dışarı çıkamaz olmuşlardı. Vodine kazasındaki araziye ise mütemadiyen Kafkasya'dan gelen Rum göçmenler yerleştiriliyordu.Öte yandan Tuna boyundan gelen göçmenlerin yerleştirilmesi için Türk Hakimiyeti döneminde i'ane-i milliye ile inşa edilen meskenlerin bir kısmına Kafkas-Rum göçmenleri yerleştirilirken, bu meskenlerde meskun bulunan Türkler ocaklarını terk etmeye zorlandı. Bu ortamda Müslüman ahali top yekun göç etmeyi düşünmeye başladılar. Yine Avrupa basınında yer alan bir habere göre bu hadiselerin temelinde yatan gerçek sebep Müslümanları göç etmeye zorlamak ve bunların yerine Kafkas göçmenlerini yerleştirmekti.,
Ahali mübadelesine 25 Ekim 1923 tarihinde başlanacaktı. Evvela Sakız adasındaki 500'e yakın müslüman, sonra Girit'te ki Müslümanlar ve daha sonra Selanik'te ki Türkler nakledilecekti. Tevfik Rüştü bey mübadil sevkiyatının yapılabilmesi için on adet geminin bu işe tahsis edilmesini merkezden talep etti. 1923 yılında sevk edilecek olan mübadillerin İzmir,Trakya,Samsun ve Karadeniz sahillerinde yerleştirilmesi planlandı.
Mübadele esnasında sağlık heyetleri Bük, Papasköy, Hızırköy, Zirneva ve Terhiçan'da iki yüz çadırdan oluşan karargahlar kurarak burada mübadillerin iaşe, sağlık ve aşı işleriyle meşgul oldu. Ayrıca Kozana'da 1500, Hadova'da 1000 ve Karaferye istasyonunda 1000 kişilik üç büyük misafirhane kuruldu. Daha sonra Vodine'de de bir misafirhane ve bir aşevi açıldı. Misafirhanelere öncelikle kadınlar,çocuklar ve yaşlılar yerleştirildi.
                                                                                                            


VODİNA'YA AİT MAHALLELER, ÇİFTLİKLER, KÖYLER

 

 

KÖYLER

ÇİFTLİK

 

Kozişan

Ustrovine

Sermorin

İzvor

 

Gastelop

Pirbodişte

Usluh

Rizve

 

Novasil

Polyan

Prolik

Lugonca

 

Trestenik

Istrapeşte

Yenicekaraderesi

Sekine

 

Notya

Manastırcık

Piskopiye

Dırnova

 

Karalat

Beço

Mescidli

Prahne

 

Fuştan

Çakon

Vetike

Yeniköy

 

Islatana

Toramanlı

Sıbka

Lukoviç

 

Bizova

Tencor

Kıtyat

Rodivei Bala

 

Podrum

Rodine

Vişniçe

Poçeb

 

Tresine

Meçikli

Koromsel

Velçeşte

 

Rodine

Virtekob

Mayadağ

Banya

 

Kapenyan

Türkköy

Ağustos

Arsen

 

Radistan

Tirepoliç

Babaköy

Podos

 

Bahova

Çeltikçi

Koçubey yaylağı

Papazköy

 

Drağman

Mesmer

Çanakçı yaylağı

Deliklikaya

 

Kosteryan

Nurettin

Gülişan çiftliği köyü

Kamnik

 

Süren

Gogova

Çeltikçi çiftliği köyü

Volkoyan

 

Sepiska

Virbeyan

Orman çiftliği köyü

Gabarişte

Ustrova

Durle yaylağı köyü

NAHİYE

 

Nohor

Yeniköy

Doduca yazlası köyü

Karacabad

 

Ransilaf

Lipohor

Karacaova

 

Satina

Kurunçil

Lekova

Kırlat

Çerneş

Köseler

Karadere

Vinkine

 





27 Mart 2023 Pazartesi

MUHACİR GİDECEĞİ YERİ OLMADAN BİTEVVİYE YÜRÜYEN HAYALETTİR.

 



Fotoğraflar Spanio film şirketinden 
105 yıl önce Kesriye'ye ait
Andreas Konstantinidis’e çok teşekkürler 


Tarihin içinden bakınca Rumeli neredeyse ikiyüz yıldır sancılar içinde kıvranan hasta bir bünyeye benzer...kah orasına kah burasına vuran ağrılarla iç çeken her iç çekişte renkleri solan, eli ayağı işlevini yitiren bir hasta bünye....muhacir ise iki asırdır o hasta bünyeden ayrılıp giden ruhtur sanki...o gittikçe şehirler yad el olur, leylekler geçmez olur semadan, çınar ağaçlaı kuruyup kalır. Öyle ya......toprak bağrında hayat verip büyüttüğü, bünyesine alıp kendine dönüştürdüğü insanlarla anlaam bulur. O insanlar çekip gittiğinde herhangi bir yer olur toprak.Dağın adı başka,suyun tadı başka Rumeli türkülerinde insan ile toprak arasındaki bu bağ nasıl güzel anlatılır. Selanik'teki bir kolera salgınında yârini kaybeden delikanlının dilinden dökülen türküde olduğu gibi;

Selanik Selanik ıssız kalasın,

Taşına toprağına diken dalasın

Sende benim gibi yarsız kalasın.


Kimdi o delikanlı hatırlayan yok....ama ne güzel anlatmışşehre olan sevdasını. Öyle ya, insanlar şehirlerin yâridir, mimari eserler ise süsü.Türküler hatırasıdır,zihnidir,nefesidir,dilidir. Muhacir ise o dil ile yârini anan bir uslanmaz aşık.....bu nedenle giderken herşeyi yanında götürür muhacir....toprağını bırakmanın intikamını böyle alır tarihten. Ama o, geldiğinde bu diyarlara, ayrıldığı yerden getirdiği canı ekmiştir Anadolu toprağına.Toprak ise cömertçe kabul edip benimsemiştir yeni fidanları...yağmur cömertçe can suyu olmuştur onlara.Sesine ses katmıştır bu toprakların rengine renk....o sebeple pek az diyar bu topraklar kadar ana kucağı olmuştur başkalarına.

Muhacir bu topraklarda başkası değildir. Biri Rumeli'den,öbürü Kırım'dan,bir başkası Kaf Dağından.....farklı dillerde,farklı enstrümanlarla dile getirilse de aynı duygular anlatılır.Hani bir vatan vardı,hani kuzeyde mi güneyde mi, doğuda mı batıda mı olduğu çok da önemli olmayan bir vatan vardı. Şah İsmail'in şiirinde dediği gibi.....

"Rakib elindeymiş dest-i Nigar mene ne!"

Yazrın demesi o ki insanlar gibi topraklarında kaderi vardır..Mısır'ı hep köleler idare etmiştir. Irak hep kerb ile bela'nın yurdu olmuştur.Kafkas hiç benzememiştir başkasına, Balkan hep aynı sıcaklıkla kaynayıp durmuştur. Anadolu ise hep içine alıp dönüştürmüştür. Biraz da bu sebeple

"Dost dost diye nicesine sarılanların sadık yâri" olmuştur.

                                                                      Anonim bir yazı

Sevgilerimle

 

16 Aralık 2022 Cuma

SELANİK HAMİDİYE CAMİİ ŞERİFİ ve MASALSI KAHRAMAN KÖROĞLU






Selanik Hamidiye Camii Şerifine ait fotoğraflar Devlet Arşivleri kayıtlarında bulunan  fotoğraflardır.



Selam

Makedonya'da söylenen türküler arasında eşkiya konusuna girebilecek örneklerden biri de Köroğlu'na ait olanlardır.
Batı Türkleri'nin Dede Korkut Destanından sonra ikinci büyük destanı Köroğlu Destanıdır. Bu destan şimdi en canlı bir biçimde İran, Azerbaycan, Özbekistan, Türkmenistan gibi Türk toplulukları arasında yaşamaktadır. Köroğlu Destanı hakkında Türkiye'de ve Türkiye dışında oldukça yazı yazılmış ve araştırma yapılmıştır. Makedonya'da bildiğimiz kadarıyla Kocacık köyünden derlenip Nimetullah Hafız tarafından hazırlanan Makedonya Türk Halk Edebiyatı  adlı kitapta yayımlanan bir şiirle Sevim Piliçkova ve bu araştırmanın yazarı tarafından yapılan birer çalışma dışında hemen hemen hiçbir araştırma yapılmamıştır. Piliçkova Köroğlu'nun Makedonya Türklerinin masallarındaki izlerine değindiği yazısında Köroğlu ile ilgili bir şiire de yer vermiştir. Genelde diyologlarda kullanılan ve kahramanlık konuları işleyen diğer Köroğlu şiirlerinden farklı olarak Piliçkova'nın tesbit  ettiği türkü Köroğlu'nun evliliğini dile getiren lirik bir özellik taşımaktadır.



Çamlıbel'den kalktım geldim
Pembe anım ben sana geldim.
 Kalk gidelim Pembe hanım
Çamlıbal'e bizim yerlere
Hikayelerinde büyük bir kabadayı, katı kalpli ve acımasız bir yiğit olan Köroğlu, yakınları ve hanımına karşı duygularını yansıttığı bu türküde yumuşak duygulu bir asilzade olarak karşımıza çıkmaktadır.



Kocacık köyünde derlenen ikinci türküde ise hamasi bir konu işlenmektedir.

Yetiş Köroğlu yetiş
Gitti ya namımız
Tuna seli gibi
Aktı ya kanımız




dizeleriyle başlayan bu metin çok küçük bir anıştırma şeklinde bile olsa bize Pertev N.Boratav'ın Köroğlu ile ilgili Kars bölgesinde derleyip, 1946'da Halk Hikayeleri ve Hikayeciliği adlı kitabında yayımladığı bir efsaneyi hatırlatmaktadır. Boratav'ın yayınladığı hikayede Sırplar karşısında güç duruma düşen Osmanlı dövüşçüleri, Padişah'tan izin alıp tebdil-i kıyafet savaş meydanına çıkan Köroğlu'nun sayesinde başarıya ulaşır. Söz konusu efsanede Boratav. Sırpların 19.yüzyılın başında 1801-1817 arasındaki ayaklanmaları ve Osmanlı Devletini uğraştırmalarının yankısını bulmaktadır. Bizim "Yetiş Köroğlu" türküsünden aktardığımız yukarıdaki dizelerde öyle sanıyoruz ki aynı olayları yansıtmakta ve Boratav'ın bu konudaki varsayımını pekiştirmektedir.



Prof.Dr. Hamdi Hasan'ın Makedonya Türklerince söylenen türküler adlı kitabından









14 Aralık 2022 Çarşamba

LANGAZA KÖMENİÇ-GÖMENİÇ KÖYÜNDEN GELEN MÜBADİLLERİN İSİM LİSTESİ







Bir muhacir kızıyım, intikam yıldızıyım.
Acı benim halime, yüreklere sızıyım

Atma beni efendim,ben de senin gibiyim
Gül bahçeli evimde,gonca gelin gibiydim.

Darağacı kuruldu,ne arandı soruldu
Anam, babam, gardaşım hep bir günde boğuldu

Kul et beni evine,öksüz gönlüm sevine
Kovma beni kapından,su dökeyim eline

Doğrusunu söylerim ne arz kaldı, ne yerim
Bir lokmayı acıma yüreğimi ben yerim

Dört tarafı karanlık bu mu acep insanlık
Her bir kapı kapalı hani eski ayanlık

Ne ışık var, ne sâdâ, ne merhamet, ne vefa
Söyle bana yarabbi bu ne âlem, ne dünya ...... 

Aka Gündüz tarafından 15 Mayıs 1913'de yayınlanan  "Halka Doğru" adlı dergisinin "Milli Türküler" baskısında  yazılan bir göçmen türküsü..... muhacirlerin yaşadığı sefalet ve acıları dile getirmektedir.

Bursa'ya yerleşen bir Selanik muhacirinin: "Bizim evlerimizde duranlar evimize iyi baksınlar.Temiz tutsunlar.Çiçeğimiz çok olurdu.Çiçeklerimizi sık sık sulasınlar. Kurutmasınlar!" ifadeleri göçlerin sebep olduğu sosyal ve psikolojik travmanın izlerini taşır.1980'li yıllarda Bulgar Başbakanının "çadırlarıyla geldilet, çadırlarıyla gidecekler" ifadesi hala kulaklarımızda çınlarken, Selanik Drama bölgesinde yaşayıp, mübadele ile gelen ve çoğu tarım hayvancılıkla uğraşan göçmenler sınıra yakın oldukları için hayvan sürüleriyle geliyorlardı. Hatta köpeğini arkasında bırakmayan muhacirler vardı. Göçmenlerin yaşadıkları bu travmalar hafızalarımıza mahkum edilmiştir.
Rumeli'den ölülerini bile getirenler vardı.Onlar gavur toprağında kalmasınlar,burada yatsın diyorlardı. 
Rum ve Ermenilerden oluşan önemli bir kalifiye nüfusun tasfiye edilmesiyle boşalan yerleri Balkanlardan ve özellikle Yunanistan'dan gelen göçmenler bir nebze de olsa kapatmışlar diyebiliriz. Çünkü sürekli savaşlarla boşalan köyler ve yüksek kalitede tarım ve ziraatın yapılmadığı bozkır topraklar Balkanların verimli ovalarından gelen soydaşlarımızın maharet ve kabiliyetleriyle üretime dönüştürülmüştür. Anadolu'ya kuşbakışı bakıldığında en yeşil köyler,en ağaçlı ve bahçelik beldelerde "macurlar"oturmaktadır.Hububat tarımının ağırlıkta olduğu çorak bir yerli köyünyanı başında yeşil bahçeleri ve gür ağaçlarıyla bir muhacir köyü kolaylıkla ayırt edilmektedir.
.......
"Mübadele ile birlikte Anadolu'nun her köşesine yayılan mübadil ve muhacirler sayesinde sosyal ve kültürel anlamda toplumsal bir değişim ve dönüşüm yaşanmıştır. Uzun bir sürece yayılan bu göçler sırasında yaşadıkları onca eziyet ve haksızlıklara rağmen sosyal hayatın her alanında, yaşadıkları bölgenin her köşesinde canlı ve renkli yaşamlarından taviz vermemişler, yerleştikleri topraklara neşe ve hayat aşılamışlardır. Hayata sımsıkı tutkun ve yaşama sevinci ile dolu dolu olan bu insanlar; eğlenceleri,folkloru,esnek ve hoşgörüyü elden bırakmayan İslami anlayışlarıyla Anadolu'ya bir renk ve kültürel zenginlik getirmişlerdir. Düğünleri eksiksiz bir eğlence, sevinçleri coşkun ve toplu bir ayin gibi, matem ve yasları ise Orta Asya'da ki yuğ törenlerinden farksız,ziyafetlerin eksik olmadığı, taziye de bulunanların şükran ve memnuniyet hisleriyle dolduğu kutsal bir atmosferi yaşatır."

cümleleriyle anlatıyor Uluslararası Mübadele Sempozyumunda Prof.Dr Selahattin Döğüş ve Merve Atasoy..... 

Mübadiller hakkında  yukarıdaki kurdukları cümle şahane bir analiz....

Aşağıdaki listeler Mübadele de Langaza'nın Kömeniç-Gömeniç köyünden gelen 30 Türk-Müslüman aileye ait  aile reislerinin adına doldurulan tasfiye talepnamelerinin Devlet Arşivlerinden derlenmesi sonucu oluşturulmuştur.  



Sevgilerimle



1-Selanik vilayeti Langaza kazası Kömeniç köyünden gelip, Balıkesir ili Ayvalık köyünde iskan edilen Halil çocukları Naciye ve Şadiye

2-Selanik vilayeti Langaza kazası Gömeniç köyünden gelip, İzmir ili Foça kazası Geren köyünde iskan edilen Murtaza Halil kızı Pamuş

3-İstanbul ilinde iskan edilen Hüseyin Hüsnü oğlu İbrahim Namık

4- Balıkesir ili Ayvalık ilçesinde iskan edilen İskender oğlu İbrahim ve ortağı Hasan ve Amuş

5- Selim eşi Nimetullah ile kızları Fatma, Ayşe ve varislerinden Şeyh Mustafa oğlu Eşref Muhittin

6- Hüseyin eşi Hatice ile çocukları İbrahim ve Hayriye

7- çiftçi Süleyman Ago oğlu Rasim

8- çiftçi Yakup kızı Hatice

9- çiftçi İskender kızı Emine

10- çiftçi Hasan oğlu Yunus

11- çiftçi Yakup kızı Kamile

12- çiftçi Kurt Ali oğlu Halil

13- çiftçi Demir oğlu İbrahim

14- çiftçi Cafer oğlu Recep

15- çiftçi Hasan oğlu Seyfettin

16- çiftçi İbrahim oğlu Süleyman

17-Çiftçi İbrahim oğlu Hüseyin

18-Çiftçi Salih oğlu Aliman

19- çiftçi Sefer oğlu Ramazan

20- çiftçi Safer oğlu Osman

21- çiftçi Mehmet oğlu İskender

22- demirci İsmail oğlu Ali

23- çiftçi İbrahim oğlu Demir

24-Balıkesir ili Ayvalık kazasında iskan edilen çiftçi İskender oğlu İbrahim

25- makinist Mustafa oğlu İzzet

26- çiftçi Ali Rüştü oğlu Hasan Ekrem

27- çiftçi Mehmet oğlu Aliman

28- çiftçi Murtaza oğlu Hüseyin

29- çiftçi İskender oğlu Mustafa

30-Selanik vilayeti Langaza kazası Gömeniç köyünden gelen imam Mehmet oğlu İskender

31- Balıkesir ili Ayvalık ilçesi Hayrettin Paşa Mahallesinde iskan edilen İbrahim İskender oğlu Mustafa

12 Aralık 2022 Pazartesi

TÜRKLER GİTTİĞİNDEN BERİ O TATLI BÜLBÜLLER HİÇ ÖTMEDİ.......



Mübadelede Serez'den ve  Serezlilerin yaşadıklarından  bir kesit

.........

    Serezli muhacirler tren yolu kullanılamaz halde olduğu için Selanik'e arabalarla gitmiştir. Yaklaşık 90 km'lik mesafe olduğu için iki gün sürmüştür. Yolda olumsuz bir olayla karşılaştıklarına dair  bir bilgi yok. Selanik'e Vardar kapısından giriyorlar. Burada Serez ve civar köylerden gelenler kolera nedeniyle Yeni Kapı'da ki Mevlevihane'de karantinaya alınıyorlardı.Karantina uygulaması Selanik'te de muhacirler arasında kolera görülmesi üzerine alınıyor ve kentte salgının olduğu bölgelerden gelenler karantinaya alınıyordu.

Serezli ailesi Yeni Türküye Oteline yerleşiyor. Bir hafta vapur bekliyor, daha sonra posta vapuruna biniyorlar. Vapur yola çıktıktan sonra şöyle not düşüyor: 
"Mübarek vatan ve oradaki mukaddesatı gözyaşları içinde bıraktık. Selanik karanlıklara gömülünceye kadar güverteden ayrılmadık. Yolcuların neredeyse hepsi Müslüman muhacirlerden oluşuyordu"

 Serezli ailesinin ekonomik  durumu iyi olduğu için kentte muhacirlerin yaşadıkları sorunlardan etkilenmiyor ve kısa sürede vapurla ayrılma imkanına kavuşuyor. Halbuki diğer muhacirler sokaklarda kalıyor, yiyecek içecek sıkıntısı çekiyor, aylarca vapur sırası bekliyor. Serezli'nin ifadelerinden Selanik Müftüsünün aileye önemli yardımları olduğu anlaşılıyor.

Çanakkale Boğazı'na ulaşınca vapur, herkes heyecan içinde alkışlıyor.Sevinç çığlıkları ve silah atılıyor. İki gün sürüyor yolculuk ve İstanbul Sirkeci iskelesine iniyorlar. İskele çok kalabalık ve göçmenlerle dolu.Yere iner inmez toprağı öpüyorlar. Daha sonra Babıali caddesindeki Meserret Oteline yerleşiyorlar. Bu arada diğer Serezli hemşehrilerle görüşüyorlar, iş ve ev bakmaya başlıyorlar. Kısa sürede ilişkileri yardımıyla iş ve ev bulup İstanbul'a yerleşiyorlar.


Anıların sonunda Balkanların elden çıkışı şöyle değerlendiriliyor: 

    "Bu aziz yurdun idaresizlik, fırkacılık yüzünden birkaç gün içinde savaşsız ve savunmasız olarak düşman eline düştüğünü, bütün mukaddesatın düşman ayakları altında çiğnendiğini görmek ne kadar acı! Hicret'ten sonra İstanbul'da mal,mülk ve mevki sahibi oldum.Her yerde hürmet gördüm. Ama memleket acısıyla yüreğim daima yaralı,sarsıntılı ve kendimi sonradan gelme yurt sahibi olarak görüyorum"

Türkler ayrıldığından beri o sizin bildiğiniz parlak ve bereketli güneş eski şaşasıyla kendini onlara birgün bile göstermedi, o güzel kokulu bahar çiçekleri oralarda uçuşmadı, o tatlı bülbüller hiç ötmedi diyor 

Mehmet Esat Serezli Memleket Hatıraları adlı kitabında.....

ve

Doç.Dr. H.Veli Aydın 2017 yılında gerçekleşen Uluslararası Mübadele Sempozyumu sunumunda....

31 Ağustos 2022 Çarşamba

SELANİK KOZANA SARMUSALAR-PTELiA KÖYÜ 1915 YILI SEÇMEN KAYITLARI ve MÜBADİLLERİN YANINDA GETİRDİKLERİ BELGELER



MÜBADELE

Selam
Uzun bir aradan sonra tekrar burada olmak ufacıkta olsa,  tarihe not düşmeye çalışmak çok güzel.Bugün ki köyümüz Kozana'ya bağlı eski adı Sarmusalar yeni adı Ptelia köyü.. Köy 78 erkekten oluşan, diğer Türk köyleri gibi çiftçilik yapan bir köy...1915 seçim kayıtlarında Kozana şehir merkezine şöyle bir göz gezdirdim.Hepsi zanaatkar....şekerci,sobacı,eşekçi,kasap,terzi.....uzayıp gidiyor.Bizimkilerin neredeyse tamamı toprak ağası, çiftçi...
Sarmusalar Sarı Musalar topluluğunun bir koludur. 
Şimdiki ismi olan Ptelea (Ftelya) ise  karaağaç anlamına gelmektedir.

Prof.Dr.Kemal Arı  "Türk Ticaret-i Bahriyesi ve Mübadele Gemileri" adlı eserinde Mübadillere ait belgeleri şöyle anlatır:

"Yunanistan'dan gelen göçmen ailenin elindeki belgeler genellikle şunlardı:
1-Aile kimlik belgesi : Bu belgede, ailenin Yunanistan'dan ayrılacağı limanın adı, aile reisi olan erkeğin ve diğer yetişkin erkeklerin adları, kadın ve çocukların sayısı, ailenin toplam nüfusu, kimliğin düzenlendiği tarih, düzenleyen karma komisyonun resmi mühürle onayı, yolculuğun ücretli olup olmadığına ilişkin karma komisyonun notu yer almaktaydı.

2- Aşı belgesi : Göçmen ailesindeki hangi bireye, hangi aşıların uygulandığına ilişkin sağlık kuruluşlarının kaydı yer almaktaydı.

3- Tasfiye talepnamesi : Göçmen ailesinin Yunanistan'da ki mal varlığının miktarını ve paraca değerini ayrıntılarıyla gösteren ve Muhtelit Mübadele Komisyonuna sunulması gereken belgenin bir kopyası.Bu belgeler göçmenin kendisi tarafından doldurulmuş, yerel ihtiyar heyetince imzalanmış ve karma komisyon tarafından onaylanmıştı. Göçmen ailesinin talepnamede  gösterdiği mal varlığının sonradan yapılacak incelemesinde doğruluğu saptandığında Türkiye'de ki terk edilmiş mallardan hakkını alması öngörülüyordu.

4- Göçmen Yunanistan'dayken Yunan makamlarınca müsadere edilen mallarına karşılık verilmiş makbuz ve resmi tutanak.
Ayrıca göçmen ailesi vapurdan inince ilgili iskân mıntıka müdürlüğünce aşı durumunu ve iaşe edildiklerini gösteren başka bir kimlik daha veriliyordu." 

Aşağıda Sarmusalar köyünün listeleri var..Umarım faydası olur.
                                                                                   Sevgilerimle





4 yıllık emeğimin sonucu olan kitabımı 2018 yılında yayınladım. Vefa örneği olmasını istediğim için ; doğduğu toprakları bir daha göremeyen buğulu,elâ gözlü tüm mübadillere ithâf ettim. 
Umarım birçok mübadile faydası olur. Kitapta Kozana'ya bağlı 61 köyde yaşayan 5140 Türk-Müslüman-Erkek nüfusa ait bilgiler bulunmaktadır. O köylerden biri de Sarmusalar.......Kitabı almak isterseniz eğer sertaccihan@hotmail.com adresinden veya 05386748294 nolu whatsapp hattından bana  ulaşmanız  yeterlidir. 



Memleketten-Vatana Sessizlerin Hikâyesi
1915 Yunanistan Kozana seçmen kayıtlarında Türk ve müslüman nüfusa ait bilgiler ve mübadele
adlı kitabımın arka kapak yazısıdır.

"Kimlik arayışına girdiğimde karşıma çıkan mübadele ve mübadillik idi. Konuyu araştırmaya başladıkça "mübadele bağlamında" tarihin sunulma ve anlaşılma biçimindeki yanlışlığı görmeye başladım. Çoğu mübadil torunu atalarının isimlerini bilmedikleri gibi, nereden geldiklerini, niçin geldiklerini de bilmiyorlar. Bu durum çocuklarımıza kültür aktarımı yapamadığımızın çok net bir kanıtı olarak karşımızda duruyor.
Bir toplumun mensubu olmak, o toplumun oluşma sürecinde ortaya çıkan kültürünü taşımak yükümlülüğünü de beraberinde getirir. Bireyler arasındaki zincir koptukça kültürsüz toplumlar ve kültürsüzleşme ortaya çıkmaktadır.
Bu kitapta kaybedilen Balkan savaşlarından sonra Yunanistan devleti sınırları içinde kaldığı için Yunan vatandaşı sayılan ve bu nedenle 1915 yılında yapılan Yunanistan genel seçimlerinde oy kullanan, Selanik Kozana eyaletine bağlı 61 köyde yaşayan 16 yaş üstü toplam 5140 Türk-erkek-müslüman nüfusa ait bilgiler ve lâkapları bulunmaktadır. Birçok Türk ailenin soyadlarının kaynağı bu lâkaplardır.

24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Barış Antlaşması kapsamında 30 Ocak 1923 tarihinde imzalanan "Yunan ve Türk Halklarının Mübadelesine ilişkin sözleşme ve protokol" gereği Rumeli'den Anadolu'ya gelen Türkiye'nin Yunanistan doğumlu yeni vatandaşları ülkelerinin ekonomik,siyasi ve kültürel biçimlendirilmesinde kilit taşı oldular"





       


SARMUSALAR-PTELİA
SIRA NO ADI LAKABI BABA ADI DOĞUM TARİHİ İŞİ
5774 Alil Hıdır Oğları Osman 1858 Çiftçi
5775 Usein Hıdır Oğları Cezer 1861 Çiftçi
5776 Arun Sufalarlı Arif 1875 Çiftçi
5777 Ali Osman Sufalarlı Besim 1892 Çiftçi
5778 Ahmet Karamaçı Oğları Arslan 1855 Çiftçi
5779 Adem Karamaçı Oğları Arslan 1857 Çiftçi
5780 Alil Karamaçı Oğları Latif 1875 Çiftçi
5781 Ahmet İslâm Oğları Zulfikar 1863 Çiftçi
5782 Abdul Sule Oğları Sulüman 1873 Çiftçi
5783 Alim Veli Oğları İsmail 1885 Çiftçi
5784 Ali Karamaçı Oğları Uzeir 1857 Çiftçi
5785 Asan Sullük Oğları Idır 1889 Çiftçi
5786 Ali Yeni Obası İsmail 1889 Çiftçi
5787 Ali Raza Karamaçı Oğları Abas 1889 Çiftçi
5788 Alil Salih Oğları Resul 1893 Çiftçi
5789 Veli Salih Oğları Suliman 1882 Çiftçi
5790 Yasim Taranacı Oğlu Ahmet 1889 Çiftçi
5791 Yunus Kilenesi Oğlu Ali 1860 Çiftçi
5792 Yusuf İsem Oğları Zulfikar 1860 Çiftçi
5793 Esref Taranacı Oğlu Adem 1872 Öğretmen
5794 Ese Hıtır Oğları Cafer 1879 Çiftçi
5795 Zekirya Hıdır 1885 Çiftçi
5796 Zulfikar İslam Oğlu Amet 1892 Sığır çobanı
5797 Zekirya İslam Oğlu Arif 1884 Çiftçi
5798 İsmail Yeni Komsu Oğlu Ali 1857 Çiftçi
5799 İder Solük Oğlu Asan 1865 Çiftçi
5800 İbraim Seip 1889 Çiftçi
5801 İzet Koca Veli  Omer 1884 Çiftçi
5802 İzet Hıdır Oğları Alpedin 1885 Çiftçi
5803 İskender Taranaci Oğlu Yusuf 1878 Çiftçi
5804 Kadir Taranaci Oğlu Uzeir 1854
5805 Kadir Koca Veli Oğlu Elmas 1872 Çiftçi
5806 Mimi Kuru Oğları Suliman 1844 Hoca
5807 Memetali İslam Oğları Zulfikar 1876 Çiftçi
5808 Memet  Taranaci Oğları Ali 1875 Çiftçi
5809 Mimin Zuber 1859 Çiftçi
5810 Mimin Taranaci Oğlu İbraim 1889 Çiftçi
5811 Mustafa Taranaci Oğlu Yusuf 1865 Çiftçi
5812 Mamut Sufularlı Mimin 1892 Çiftçi
5813 Memetali Sufularlı Rusen 1875 Çiftçi
5814 Maksut Hıdır Oğlu Abedin 1889 Çiftçi
5815 Memet Hıdır Oğlu Osman 1874 Çiftçi
5816 Necip Sufularlı Arif 1871 Çiftçi
5817 Nasif Taranaci Oğlu Uzeir 1861 Çiftçi
5818 Davit Sali 1893 Çiftçi
5819 Necip İsmail 1884 Katip
5820 Oruci Hıtır Oğlu Cafer 1863 Çiftçi
5821 Uzeir Taranacı Oğlu Nasif 1893 Sığır çobanı
5822 Pesim Sufularlı Oğlu Rusen 1865 Çiftçi
5823 Pekir Taranacı Oğlu Atipas 1883 Çiftçi
5824 Rusit İslam Oğlu Suliman 1881 Çiftçi
5825 Raim Veli Oğları İsmail 1889 Çiftçi
5826 Recep Kara Zuber Oğlu Mumin 1881 Çiftçi
5827 Rıza Koca Veli Oğlu Dalip 1884 Çiftçi
5828 Resul Soluk Oğlu Asan 1871 Çiftçi
5829 Rustem Koca Veli Oğlu Yakup 1874 Çiftçi
5830 Resul Soluk Oğlu Asan 1891 Çiftçi
5831 Rıza Koca Veli Oğlu Dalip 1884 Jandarma
5832 Sefik Hıdır Oğlu Memet 1881 Çiftçi
5833 Sali Hıdır Oğlu Hıdır 1881 Çiftçi
5834 Sali Sufularlı Arif 1873 Öğretmen
5835 Sadula Sufularlı Ahmet 1851 Çiftçi
5836 Sinan Taranacı Oğlu İskenter 1889 Çiftçi
5837 Sulüman Kelanci Oğlu Idır 1890 Çiftçi
5838 Salim Hıdır Oğlu Veli 1875 Çiftçi
5839 Sulüman İslam Oğlu Zulfikar 1885 Çiftçi
5840 Sebedin İslam Oğlu Suliman 1881 Çoban
5841 Serfidin Taranacı Oğlu İbraim 1877 İşçi
5842 Seban Taranacı Oğlu Abas 1891 Çiftçi
5843 Sulüman Kuru Oğlu Mimin 1877 Çiftçi
5844 Seip Kalanci Oğlu Bairam 1867 Çiftçi
5845 Seban Hıdır Oğlu Cafer 1874 Çiftçi
5846 Sali Kalanci Oğlu Mimin 1878 Çoban
5847 Tafil Sufularlı Oğlu Elmas 1879 Çiftçi
5848 Tair Taranacı Oğlu Celil 1883 Çiftçi
5849 Celelidin Konce Veli Oğlu Dalip 1869 Çiftçi
5850 Ferat Yeni Komsu Oğlu Temursa 1868 İşçi
5851 Fatil *** 1883 Çiftçi
5852 Hıdır Osman 1858 Çiftçi

BU BİR MÜBADELE HİKAYESİNİN ANLATILDIĞI RADYO HİKAYESİ

KOZANA HATIRALARI......

Selam Mübadil insanların fotoğraflarıyla birlikte bir mübadele hikayesi anlatımı burada....Bakalım kimlerle ortak hikayelerimiz var?...